31 Temmuz 2009 Cuma

iyi ki doğdun #2


B.K (28) bugün doğum gününü kutluyor.nice yaşlara.hediyen altta.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

27 Temmuz 2009 Pazartesi

bugün bunu öğrendim #2


kopernikyum elementi ==> Cp
112. element kesfedileli 13 yıl oldu ismi ise yeni kondu.kopernikyum elementi sigurd hofmann liderliğinde ki ekip tarafından 120 metrelik bir parcacık hızlandırıcıda kursun ve cinko atomları carpıstırılarak olusturulmus.

adını dunyanın gunes etrafında dodugunu kesfeden nicolaus copernicus'dan alıyor (biz turkler kopernik diye telaffuz ediyoruz ) bu bulusla kopernik dunyanın uzayın merkezi oldugu tezini curutmus.

kopernik ismi bende şu duyguyu uyandırdı:
gulden:sevgilim bak gomlek cok guzelmiş.
ben: sor bakalım hayatım fiyatını kaç kopernikmiş?

içimde patlayan konseptler / being a hıyar

resimdeki hıyarın gun be gun hıyar olma cabalarını,hedefine yaklaşmasını,belki sonunda basarmasını hatta bir cacık olabilmesini paylasacaktık..hıyar oglu hıyar 3 haftayı gecti hala aynı boyda; kornişon cıktı. cok ta heves etmiştim,ekleyeceğim fotograflar ile biraz belgesel tadını biraz da 'inanç dunyası' tadını yakalayacaktık.
..... allahın hıyarı..

ne kadar sıcak? #10

bugün bunu öğrendim

yıl 1959yer kars ... pernavutvay behttp://www.milliyet.com.tr/GaleriHaber.aspx?aType=GaleriHaber&KategoriID=15&ArticleID=1119917&PAGE=1&Date=21.07.2009&b=Tarihte%20bugun...

25 Temmuz 2009 Cumartesi

peşindeyiz! #2

galatasaray-tobol 23.07.09 avrupa ligi 2. ön eleme.


ne kadar sıcak? #9

24 Temmuz 2009 Cuma

NO AL CALCİO MODERNO! #2



endüstriyel kolbastıya karsı harmandalı kültürü



ne kadar sıcak? #8

ne kaaa ekmek o kaaa köfte hesabı;bagıl nem ve hava sıcaklıgının kesişimi hissedilen sıcaklığı veriyor.

23 Temmuz 2009 Perşembe

willy's jeep







ilk göz ağrımız 1951 model bordo renk (renk olarak yukarıdakinin aynısı) willy jeepti.size bundan "bugun canım cok sıkkın" baslıklı yazımda da bahsetmiştim.
hacim olarak yukarıada ki willy canın hacmini dusunebilirsiniz.üstü beyaz bi sacla kapatıp hayalinize yanlarını da kaporta gorevi goren kumasla kapattıgımızı eklediğinizde benim sevgili oyun evimin sekli gozunuzun onunde canlanmıs olması gerekiyor.evet sevgili willy can filmlerde gordugunuz agacın ustundeki oyun evlerinden farksızdı.babamın itfaiyede vardiyalı calısması nedeniyle haftanın 4 gunu evin onunde yatması garantiydi ve tabi ki kapılarında kilit söz konusu olmadıgından her daim hizmete hazırdı.o gunlerden en cok ta sunu hatırlarım; arkadaslarımla yerli malı haftasında dagıtılanlardan yiyemediklerimizi yanımıza alır saatlerce arabanın içinde eglenirdik.yagmurlu havalarda bile oyun oynamak için dısarıda bir yer vardı .resimde gordugunuz 2 on koltuk arasında da babamın torpido gozu olarak tasarladıgı aynı zamanda ustu sunger kaplanarak bir ekstra koltuk haline getirilmiş sandık bulunurdu.artık içinden cıkartılıp çeşitli sekillerde oyuncak haline getirilecilecek alet edavatı siz dusunun.

kaporta gorevi goren kumas (kapılarda dahil olmak uzere) sokulebilen cinstendi.buda bize yazın
fildir fildir bir oyun ve seyahat ortamı saglıyordu.babamın arabayı kaporta iskeleti haline getirmesi yazın geldiğinin gerekli ve yeterli işaretiydi.arkada ki 2 koltugun arasında duran stepne (modelimizde aracın altına yerlestirerek sacmalamıslar) ekstra oturma yeri saglardı.sandık ve stepne yardımıyla saglanan ekstra yerler cok onemliydi.bu araca sahip oldugumuz yıllar; (85-92) bodrumda turizmin yeni yeni geliştiği,bodrumun 'halikarnas balıkcısının kasabası' demlerinin sonunda tum dunyadan hippilerin,gezi meraklılarının ugrak yeri,yazlıkcıların ve hersey dahilcilerin haberi olmadıgı zamanlardı.bu sebeple ulasım sartları da henuz bugun ki gibi değildi.ablam ve ben babamın her fırsatta aldıgı hippiler,koyluler,tanıdıklar bazen deliler ( =) ) yuzunden bazen de misafirlerimiz yuzunden bu ekstra koltuklarda seyahat ederdik.normal sartlarda babamın arkasında ki koltuk benim annemin arkasında ki koltuksa ablamındı.bu yerleşim geleneği arabalarımız değişse de her zaman devam etti.arabamızın teyibi yoktu =) olsa da anlamı olmazdı yolun ve motorun sesi oldugu gibi içerdeydi.

aracımız son yıllarında cesitli arızalar,zorluklar cıkartmaya basladı, iyice de eskimişti.ulkemizde ozellikle ege bolgesinde kullanılmıs cogu willy can gibi bizim willy canın da son duragı aydının çine ilçesi oldu.tahminen çinenin yollarında hala bir suru willy dolanıyordur.belki bizim ki de.

daha dun babamla harry potterdan donerken 2 tane willy jeep gorduk,aklımda olan bu yazıyı aradan cıkartmaya karar verdim.dun de daha once de ne zaman bi willy gorsek kafamızı cevirip baktık,birbirimize gosterdik.yayaysak egilip altına,kafamızı uzatıp içine baktık,bazen kilidi olmamasından yararlanıp içine girip oturduk, elimizi surerek sevdik tozluysa da parmagımızla ustune 'ahhh ahhh' yazdık.

eskiyi hatırlatan goruntulere,kokulara,seslere...
gecmişte beni mutlu eden herseye...


22 Temmuz 2009 Çarşamba

tribunlerde cosacaksın #3

iyi ki doğdun

E.A (28) bugun dogum gununu kutluyor,nice yaşlara adamım.

21 Temmuz 2009 Salı

NO AL CALCİO MODERNO!

forza livorno!

yönetimden =)

az once borayla konusurken farkettim blogun guncellenmesiyle ilgili asırı miktarda mail alıyor olabilirsiniz.ben bi yazdıgımı bin kere kurcalarken olan bi durum.eger rahatsız oluyorsanız hemen sileyim listeden,bi mesajınız (msn facebook gtalk gmail ) yeter.gerci bi daha konusmam o da ayrı. =)

eğlenceler



cocuklar çalıp eğllendirmek için etkinlik düzenlemiş yine,ben yetişemiyorum ama sizlere tavsiye ederim.eglenceli muzik bir suru tanıdık,insan baska ne ister? (ucuz içki ister)ayrıntılar altta.


18 Temmuz 2009 Cumartesi

17 Temmuz 2009 Cuma

harry potter ve melez prens


6. kitabın filmi gosterimde.
papa " harry potter'ın arkasındayım" demiş.


15 Temmuz 2009 Çarşamba

canım cok sıkkın

bi insana verilen deger ne kadar olmalı?
verebildiğimiz kadar mı yoksa hakettiği kadar mı?
bir hayvana verdiğimiz değer ne kadar olmalı?
hastalandıgında tasalanmayacak yada öldüğünde umursamaycak kadar sevginin biraz uztunde mi yoksa yas bile tutabilecek seviyede mi?
ailemizin gelenegidir gercek anlamda aramıza aldıgımız herseyi -dikiş
makinası dahil-kendimizi sever gibi severiz.

ilk evcil hayvanım -hatırladıgım tabi- panda adında bi finoydu.birgun biteze madalin toplamaya giderken yol kenarında kopek surusu gormustuk,babam da durup erkek olanı benim demişti.kopeklerin basında ki kız kucagında ki kopegi inceledi ve al bu erkek deyip,jeepin içine
atmıstı.(willy marka jeep hani su eski amerikan savas filmlerinde gorduklerinizden) 3-4 ay beraber yasadık artık okul cıkısımda yola beni karsılamaya geliyordu ki genclik hastalıgına yakalandı ve bir sabah uyandıgımda yoktu.dedem ben gormeden halletmiş.(genclik hastalıgı kopeklerin bebekliğinde yakalandıgı ve sonu kacınılmaz olan hastalıktır.neyse ki aşısı var bigun bi yavru alırsanız aklınızda bulunsun)
(pandadan once fifi varmıs ,yine fino, vedası cok ilginç bunu sonra anlatırım..malesef ben o zamanlara yetişememişim.)
sonra ilk cicican geldi.otomatik şemsiye,radyolu sirenli ışıldakla birlikte dogumgunu hediyesiydi.bi 17 mart gecesi aramızdan ayrıldı,dikkatsizlik işte,hayatımda öyle ağladıgımı hatırlamıyorum.ertesi gun acısını bastırmak için yeni bi yavru geldi cicican 2, muthiş bi kuştu,ancak kafesi yere dustukten sonra o özgürlüğü secti.cicican 3 eceliyle öldü.ama ölmeden önce efes harabelerini ve meryam ana klisesini bir baska gezisinde çeşmeyi,ikametgah olarak ta bodrumu izmiri manisayı gördü.cican 4 de eceliyle öldü bodrum eskişehir ve manisa
gordu.bodrumdan kucukbuke donen babam ıslıgına cevap alamadı ve acı gercekle yuzlesti.(kuslarımızın en guzel ozelliği ıslıklarımızı kapmasaydı babama babamın ıslıgıyla bana benim ıslıgımla cevap verirlerdi.ve bu bizim için konusmalarından daha onemliydi).cicicanın ölümünün etkileri babam uzerinde baya kotu oldu.o acı manzaranın sozcuklerle ifadesi "cicican 5 olmayacak" olmustu.

cicican 3 ile cicican 4 arasında hayatımıza köpük girdi.kendileri safkan 0 numara fransız teriyeridir.bir akraba ziyaretinde cindy ile boceğin begenilmeyip geriye kalan ve kesin olecek gozuyle bakılan son cılız yavrusunu annem severken hem yavru hem annem kendinden gecer ve annem yavruyu dusurur,ciny ve bocegin sahibi (yavrunun sahibi diyemiyorum kıskanclıktan =) ) off derken babam köpüğü kucagına aldıgında kafasından gecen sey;"haaaaah ustumuze kaldı" olur.misafirliğin sonunda kalkarken cebinde 10.000.000 gibi bi meblayı cindy ve bocek için süt parası olarak bırakır ve köpüğü gunumuzde ki hergece yatmaya giderken yaptıgı gibi koltugunun altına kıstırıp evine doner.eminim bu blogu takip eden herkes köpüğü gayet iyi tanıyordur daha fazla anlatma gereği duymuyorum.merak edenler kendisinin çeşitli fotolarına facebook hesabımda ki ben biz ve siz fotograf albumunden ulasabilir.

cicican 4den sonra,ben bi yaz okulundayken,telefonda babamın ekstra neşeli sesiyle karsılasmıstım."bahcede calısıyodum bi tane muhabbet kusu geldi kondu,yakaladık"
adı tabiki cicican 5 olmustu ancak 2 gun sonra kendisi asırı miktarda maviş ve ayşe demeye başlayınca gagasının ustunde ki erkek oldugunu gosteren maviliğe bakılarakarak adının maviş olduguna karar verilmişti;erkek kusa da ayşe ismi verilmez ya...ilerleyen gunlerden bugune kadar maviş şovuna devam etti,sebilin sesinden annemin gülüşüne,çeşit çeşit kelimeye kadar..

biz yine kararımızda inatcıyız cicican 6 olmayacak.ama sunu da soyleyeim 1 ve 5in acısı arasında fark yokmus,insan bazı konularda bile bile lades diyorumus.

ne kadar sıcak? #5


bugunlerde hiç sıcak değil.

peşindeyiz!



resimde uzaktaki kale arkası eski açık tribünüdür ve eski açık çok güzel sarı der!

ne kadar dogrudur yada uygulanabilir mi bilmiyorum ama gsiad 1905 (gassaraylı sanayici işadamları derneği) bu sezon için satısa cıkan tum kombineleri bitiren taraftara,ali sami yen stadının son senesinde (şimdilik planlanan bu) bi hediye vermek istemiş;
eski açık tribununun ustu kapatılıyor!
zaten cesitli taraftar forumlarında bu istek dile getiriliyordu ama ali sami yenin
son senesinde bunun gerceklesecegine kimse inanmıyordu.catıyı prefabrik olarak kapatmayı ve malzemeyi stadın yıkımından sonra metin oktay antreman sahasında ki tribune tasımayı planlayan gsiad 1905 malzemenin yabana gitmemesi için bir cozum yolu da bulmusoldu.

eskiaçık maçlarda tribunlerin karsılıklı soylediği "cimbomum benim,biricik sevgilim " tezahuratını baslatan ve sırayla tum tribunlere yaptıran daha cok genc ve üniversiteli galatasaraylıların devam ettiği (kovaladığı) tribündür.ayrıca genellikle koreografileri de sergileyen tribundur.(gecen ramazan bayramı oncesi alpaslan dikmenin olumunden sonra tribun alpaslan dikmen adıyla da anılmaya baslandı)

peşindeyiz konsepti altında alisamiyen manzaralarını sizinle paylasacagım.
tek sıkıntım acaba bu sezon eski acık bileti satılacak mı?yeni acık hiç çekilmez ama baska çözüm yolu olmazsa idare ederiz artık.bakarsınız bi supriz yaparsınız ve bana erken bi dogum gunu hediyesi olarak birleşip bi eski açık kombinesi alırsınız (bi ogrenci adına alırsanız sadece 475 lira ve 4 taksit yapıyorlar =) )
peşindeyiz (nevizade geceleri) tezahuratı için:
(en sevdiğim 2. tezahurat.)

13 Temmuz 2009 Pazartesi

ne kadar sıcak? #4



her sene gordugum bu manzarayı bu sene goremedim
bu sene o kadar sıcak değil sanırım,yada benim gozumden kactı.
medya akıllandı da yapmıyor gibi 3. seceneğimiz malesef yok.

nostalji

hersey suzinin (ozan kerman) kıvılcımı ve jam ramone'un (gürbüz) körüklemesiyle oldu.
bir kramp videosu,bir rapor 2 radical noise videosu derken...
buralara geldi işte.
hepimizin ortak paydası ekotv zamanları.ekotv hakkında pek yazmayacagım onu anlatmak için baska planlarım var.

ekotvnin akla getirdiği baska bir husus
tabi o zaman internet yok,youtube yok.sen 1 kaset al, ben 1 kaset alayım 2 kasetimiz olsun havaları.
mesela bir rancid albumu için butun izmiri dolastıgımı hatırlarım.
metrodan ömer'e (gök) ekonomik paket raks bos kaset aldırdıgımı hatırlarım.
arkadasına verdiğin cekme kasetin sonundaki bosluga birkaç sarkı kaydedilmesi
buyuk kıyaktı.pennywise'la tanısmam da boyle olmustu zaten.
90lık kasetin bir yuzune bir grup bir album,diger yuzune belki baska bir grup yada aynı grup farklı bir album.tabi walkmanin pili 90lık kaseti 2 kere basa sardıktan sonra hayretmezdi.bu da
kalemle ve parayla basa sarma yöntemlerinin gelişmesine sebep olmustu.
cekmecenin bir yanında orjinal kasetler bir yanında cekme kasetler olurdu.
evet o kasetlerin hepsi bir kutu içinde bir kenarda şimdi o zaman verilen emeğe nazire yaparcasına.cok ta problem değil yakında yalnız kalmayacaklar,yanlarına gidecek karısık cdler ve ilk göz agrısı oyunlar tum yalnızlıklarını giderecek..
itirafedeyim;bazen bilgisayarda müzik dinlerken eski karısık kasetlerdeki sıralamayı-tabi hatırladıgım kadarıyla-yakalamaya calısıyorum.

sıra geldi yeniden ekotv kısmına;
bu kısım için gerekli donanımı veriyorum:
1- 20li yasların sonlarında olmak.
2- 3. bira kutusunu acıyor olmak.
3- havalı oldugu kadar da duygusal olmak (biliyorum hepiniz birer uslanmaz duygusalsınız aynı babalarınız gibi =) )


not:bu yazıyı öykü sertere ithaf edeyim dedim, bi de cem'in selamını ekleyelim;hem size hem de öykü'ye.

12 Temmuz 2009 Pazar

öss sonucları açıklanmış.
sınava giren bir arkadasınız olmaması yaşlılık belirtisidir.

tribunlerde cosacaksın

ne kadar sıcak? #3

bir film sahnesi üzerine


zamanda yolculuk vakalarında rastlanan bi durum.
aslında kendi yaptıgını fark etmek. nasıl yani?şöyle ki kahramanımız olayın ilk yaşandıgı sahnede
bir özel insanın kendine yardım ettiğini dusunur.ilerleyen sahnelerde zaman yolculugu gercekleşir olayın yasandıgı yere ve mekana gider. bu kez olayı 3. kişi olarak yaşarken, o yardım edeni gormeyi beklerken,kimsenin gelmeyeceğini,kendine yardım edenin yine kendisi oldugunu anlar.
benim ilgilendiğim ise bunu ilk kimin buldugu,sonra gidip "hacim bi fikrim var" dediğinde arkadasının tepkisi ne oldu "hacim cok çakalsın" mı dedi,bi ihtimal anlamadım da demiş olabilir.(slm ece =] )
ama dediğim gibi bunu ilk kim bulmuş?
evet sabah sabah aklımı bu kurcaladı,kahvaltımı ederken bile bunu dusundum.
(kendine yardım edenin yine kendisi oldugunu anlamak =] )

11 Temmuz 2009 Cumartesi

güvensizler


ııaa,3 korner 1 penaltı,yerden yüksek,atmosfer şahene derken sıra geldi güvensizlere.
(isim bulma konusunda bu kadar mı basarılı olunur?)

daha fazlası için: www.guvensizler.com

ne kadar sıcak? #2

ne olacaktı bu dunyanın hali?
uzaklara bakarak sordugum bu soru babama birasından derin bi yudum aldırdı..

kral öldü yaşasın kraliçe!

eeee kralı topraga verdik,acımız da hafifledi...
dogruya dogru;kral öldü yaşasın kraliçe !

ne kadar sıcak?

10 Temmuz 2009 Cuma

paparazzinin perde arkasını yaşamak

pazar günü gümüşlük gezmelerindeydik.bilenleriniz vardır güldenle favori mekanımızdır.
sahilde yururken once paparazzileri,baktıkları yere bakınca da berrak tuzunatacı gorduk.aralarında ben gideyim konusayım izin isteyeyim diye konusuyorlardı,gezimizin donus kısmında da nejat işleri sevgilisinin yanına giderken gorduk.ertesi gun internete ve gazetelere yansıyan haberlere gore paparazziler izin almayı becerememiş yada cesaret edememiş olacak ki nejat işlerden yemişler tehditi;yaşatmam ulen sizi =)asagıda ki resimde sevgili berrak tüzünatacı nejat işlere canım sen uyma onlara nejat işleri de "öffff cok sinir oldum ama "derken goruyorsunuz:
olayımızın ikinci kısmına gelince =) sevgili güldenimin (sevgiliyi burda sevgili anlamında kullandım) sevgili güzeller güzeli kardeşi (burdaysa hitap olarak) aydan nejat işleri gorunce hem utanıp hem de heyecanlanmıs olacak ki kıpkırmızı kesildi.
dedim ki içinde müthiş saflıkta guzellikte bi insan var aydan .. aynı cep telefonu monofonik olarak dagdan done done bi kız geliyor melodisiyle calan insan gibi.tabi bunu içimden soyledim
kimseye guzel seyler soylemekten hoslanmam,bu tatlı duygularımı belli etmek yerine hemen dalga gectim,aksam da rakı sofrasında ilk ustume gelindiği anda bu olayı ifsa ettim.
az pislik değilim.

arda turan


galatasarayın yeni 10 numarası ve kaptanı.
umarım bu gorevi kaldırır.umarım 10u bu agırlık daha olgun ve iyi bir futbolcu yapar.
10dan bunu beklemek hakkımız.
cunku biz galatasaraylılar için 10 demek metin demek hagi demek.
lincoln demek değil.
10lar gibi ol,lincoln gibi olma arda.belki bi gun sen ölüp gittikten sonra
aynı metin gibi seni de hatırlar ve hatırlatır o tribunler:

"taçsız kral metin oktay
tek askıydı galatasaray
senin gibi cimbomluyu
unutur mu bu taraftar."

yayla



bugün akşam yemeğini hazırlarken annem tvdeki paparazziyi kastederek
"varsa yoksa bodrum" dedi,ben de yazın küçük istanbul dedim.
"annem de istanbulluların yaylası" dedi ve güldü.
istanbulun yaylası olarak bodrum..

9 Temmuz 2009 Perşembe

başlangıç

sanırım blog sayfasını acalı 1 yıl olmustur.
ilk yazı bügünmüş.
aklımda bir kaç yazı oluştu.bunları sırasıyla hayata gecirmeyi planlıyorum.
sonrasında da yavastan siz sevgili arkadaslarımla paylasacagım.
umarım hayal ettiğim gibi olur,herseyin hayal ettiğim gibi olmasına bayılırım.
sizlerle bulusuncaya kadar gececek zamanı
bir kaç ciddi yazı hazırlamakla,sitenin ozelliklerini keşfetmek ve size görsel güzellik te sunma
becerisine ulasmakla gecirmeyi planlıyorum.

saygılar ve sevgiler.