15 Temmuz 2009 Çarşamba

canım cok sıkkın

bi insana verilen deger ne kadar olmalı?
verebildiğimiz kadar mı yoksa hakettiği kadar mı?
bir hayvana verdiğimiz değer ne kadar olmalı?
hastalandıgında tasalanmayacak yada öldüğünde umursamaycak kadar sevginin biraz uztunde mi yoksa yas bile tutabilecek seviyede mi?
ailemizin gelenegidir gercek anlamda aramıza aldıgımız herseyi -dikiş
makinası dahil-kendimizi sever gibi severiz.

ilk evcil hayvanım -hatırladıgım tabi- panda adında bi finoydu.birgun biteze madalin toplamaya giderken yol kenarında kopek surusu gormustuk,babam da durup erkek olanı benim demişti.kopeklerin basında ki kız kucagında ki kopegi inceledi ve al bu erkek deyip,jeepin içine
atmıstı.(willy marka jeep hani su eski amerikan savas filmlerinde gorduklerinizden) 3-4 ay beraber yasadık artık okul cıkısımda yola beni karsılamaya geliyordu ki genclik hastalıgına yakalandı ve bir sabah uyandıgımda yoktu.dedem ben gormeden halletmiş.(genclik hastalıgı kopeklerin bebekliğinde yakalandıgı ve sonu kacınılmaz olan hastalıktır.neyse ki aşısı var bigun bi yavru alırsanız aklınızda bulunsun)
(pandadan once fifi varmıs ,yine fino, vedası cok ilginç bunu sonra anlatırım..malesef ben o zamanlara yetişememişim.)
sonra ilk cicican geldi.otomatik şemsiye,radyolu sirenli ışıldakla birlikte dogumgunu hediyesiydi.bi 17 mart gecesi aramızdan ayrıldı,dikkatsizlik işte,hayatımda öyle ağladıgımı hatırlamıyorum.ertesi gun acısını bastırmak için yeni bi yavru geldi cicican 2, muthiş bi kuştu,ancak kafesi yere dustukten sonra o özgürlüğü secti.cicican 3 eceliyle öldü.ama ölmeden önce efes harabelerini ve meryam ana klisesini bir baska gezisinde çeşmeyi,ikametgah olarak ta bodrumu izmiri manisayı gördü.cican 4 de eceliyle öldü bodrum eskişehir ve manisa
gordu.bodrumdan kucukbuke donen babam ıslıgına cevap alamadı ve acı gercekle yuzlesti.(kuslarımızın en guzel ozelliği ıslıklarımızı kapmasaydı babama babamın ıslıgıyla bana benim ıslıgımla cevap verirlerdi.ve bu bizim için konusmalarından daha onemliydi).cicicanın ölümünün etkileri babam uzerinde baya kotu oldu.o acı manzaranın sozcuklerle ifadesi "cicican 5 olmayacak" olmustu.

cicican 3 ile cicican 4 arasında hayatımıza köpük girdi.kendileri safkan 0 numara fransız teriyeridir.bir akraba ziyaretinde cindy ile boceğin begenilmeyip geriye kalan ve kesin olecek gozuyle bakılan son cılız yavrusunu annem severken hem yavru hem annem kendinden gecer ve annem yavruyu dusurur,ciny ve bocegin sahibi (yavrunun sahibi diyemiyorum kıskanclıktan =) ) off derken babam köpüğü kucagına aldıgında kafasından gecen sey;"haaaaah ustumuze kaldı" olur.misafirliğin sonunda kalkarken cebinde 10.000.000 gibi bi meblayı cindy ve bocek için süt parası olarak bırakır ve köpüğü gunumuzde ki hergece yatmaya giderken yaptıgı gibi koltugunun altına kıstırıp evine doner.eminim bu blogu takip eden herkes köpüğü gayet iyi tanıyordur daha fazla anlatma gereği duymuyorum.merak edenler kendisinin çeşitli fotolarına facebook hesabımda ki ben biz ve siz fotograf albumunden ulasabilir.

cicican 4den sonra,ben bi yaz okulundayken,telefonda babamın ekstra neşeli sesiyle karsılasmıstım."bahcede calısıyodum bi tane muhabbet kusu geldi kondu,yakaladık"
adı tabiki cicican 5 olmustu ancak 2 gun sonra kendisi asırı miktarda maviş ve ayşe demeye başlayınca gagasının ustunde ki erkek oldugunu gosteren maviliğe bakılarakarak adının maviş olduguna karar verilmişti;erkek kusa da ayşe ismi verilmez ya...ilerleyen gunlerden bugune kadar maviş şovuna devam etti,sebilin sesinden annemin gülüşüne,çeşit çeşit kelimeye kadar..

biz yine kararımızda inatcıyız cicican 6 olmayacak.ama sunu da soyleyeim 1 ve 5in acısı arasında fark yokmus,insan bazı konularda bile bile lades diyorumus.

Hiç yorum yok: