ilk göz ağrımız 1951 model bordo renk (renk olarak yukarıdakinin aynısı) willy jeepti.size bundan "bugun canım cok sıkkın" baslıklı yazımda da bahsetmiştim.
hacim olarak yukarıada ki willy canın hacmini dusunebilirsiniz.üstü beyaz bi sacla kapatıp hayalinize yanlarını da kaporta gorevi goren kumasla kapattıgımızı eklediğinizde benim sevgili oyun evimin sekli gozunuzun onunde canlanmıs olması gerekiyor.evet sevgili willy can filmlerde gordugunuz agacın ustundeki oyun evlerinden farksızdı.babamın itfaiyede vardiyalı calısması nedeniyle haftanın 4 gunu evin onunde yatması garantiydi ve tabi ki kapılarında kilit söz konusu olmadıgından her daim hizmete hazırdı.o gunlerden en cok ta sunu hatırlarım; arkadaslarımla yerli malı haftasında dagıtılanlardan yiyemediklerimizi yanımıza alır saatlerce arabanın içinde eglenirdik.yagmurlu havalarda bile oyun oynamak için dısarıda bir yer vardı .resimde gordugunuz 2 on koltuk arasında da babamın torpido gozu olarak tasarladıgı aynı zamanda ustu sunger kaplanarak bir ekstra koltuk haline getirilmiş sandık bulunurdu.artık içinden cıkartılıp çeşitli sekillerde oyuncak haline getirilecilecek alet edavatı siz dusunun.
kaporta gorevi goren kumas (kapılarda dahil olmak uzere) sokulebilen cinstendi.buda bize yazın
fildir fildir bir oyun ve seyahat ortamı saglıyordu.babamın arabayı kaporta iskeleti haline getirmesi yazın geldiğinin gerekli ve yeterli işaretiydi.arkada ki 2 koltugun arasında duran stepne (modelimizde aracın altına yerlestirerek sacmalamıslar) ekstra oturma yeri saglardı.sandık ve stepne yardımıyla saglanan ekstra yerler cok onemliydi.bu araca sahip oldugumuz yıllar; (85-92) bodrumda turizmin yeni yeni geliştiği,bodrumun 'halikarnas balıkcısının kasabası' demlerinin sonunda tum dunyadan hippilerin,gezi meraklılarının ugrak yeri,yazlıkcıların ve hersey dahilcilerin haberi olmadıgı zamanlardı.bu sebeple ulasım sartları da henuz bugun ki gibi değildi.ablam ve ben babamın her fırsatta aldıgı hippiler,koyluler,tanıdıklar bazen deliler ( =) ) yuzunden bazen de misafirlerimiz yuzunden bu ekstra koltuklarda seyahat ederdik.normal sartlarda babamın arkasında ki koltuk benim annemin arkasında ki koltuksa ablamındı.bu yerleşim geleneği arabalarımız değişse de her zaman devam etti.arabamızın teyibi yoktu =) olsa da anlamı olmazdı yolun ve motorun sesi oldugu gibi içerdeydi.
aracımız son yıllarında cesitli arızalar,zorluklar cıkartmaya basladı, iyice de eskimişti.ulkemizde ozellikle ege bolgesinde kullanılmıs cogu willy can gibi bizim willy canın da son duragı aydının çine ilçesi oldu.tahminen çinenin yollarında hala bir suru willy dolanıyordur.belki bizim ki de.
daha dun babamla harry potterdan donerken 2 tane willy jeep gorduk,aklımda olan bu yazıyı aradan cıkartmaya karar verdim.dun de daha once de ne zaman bi willy gorsek kafamızı cevirip baktık,birbirimize gosterdik.yayaysak egilip altına,kafamızı uzatıp içine baktık,bazen kilidi olmamasından yararlanıp içine girip oturduk, elimizi surerek sevdik tozluysa da parmagımızla ustune 'ahhh ahhh' yazdık.
eskiyi hatırlatan goruntulere,kokulara,seslere...
gecmişte beni mutlu eden herseye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder